Sevgili İtalya severler, yine İtalya'ya vardığımın ikinci haftası oldukça karakteristik sayılabilecek bir olayın içinde buldum kendimi, tabi ki bir kültür elçisi olarak paylaşmadan bırakamazdım ;)
İnstagramdan takip edenler hikayemde görmüştür, cumartesi günü bir arkadaşın oğlunun vaftizindeydik. Erasmus yaparken de bir vaftiz törenine katılma şansım olmuştu ve gördüğüm kadarıyla genel eğilim şu; öncelikle kilisede vaftiz töreni yapılıyor, akabinde ise kutlama yapılıyor, biraz bizim sünnet mantığı gibi diyebiliriz aslında.
Biz de saat 4 gibi kilisedeydik, çok yoğun bir kalabalık çağrılmamıştı. Bu arada vaftiz töreni bir kişiye özel yapılmıyormuş, o gün için kaç kişilik başvuru varsa hepsi birlikte yapılıyormuş, yoksa kilisenin her çocuğa ayrı ayrı tören yapması mümkün olmuyormuş. Bizim şansımıza sadece bir çocuk daha vardı. Çocukların ikisi de birbirinden tatlı ve şeker. Zavallı minnoşlar, neler olduğundan habersiz kah susup kah ağlayarak töreni geçirdiler.
Tören herkesin ayağa kalması ve iki din adamının çeşitli dualar okuması ile başladı. Tabi benim bilmediğim ama katılanların doğal olarak bildiği çeşitli sözlerden sonra, misafirler aynı bizim duaları "amin", "amin" diye cevaplayışımız gibi toplu seslenişlerde bulundular. Bir ara bizi oturttular, sonra tekrar kaldırttılar. Din adamlarından biri gidip çocukların kafasına dokundu bir şeyler söyleyerek, bir süre sonra da bir yağ sürdü yine ikisinin kafasına. Sonra da teker teker babaları ile çocukları ortaya alıp orada bulunan bir kabın içinden kepçe ile su alıp kafalarına döktüler. Akabinde beyaz birer mendili üzerlerine örttü, anladığım kadarıyla bu mendilin beyaz olmasının da bir anlamı var, yani günahlardan arınıp bembeyaz bir sayfa açmak gibi. En son olarak çocukların babalarına birer mum yakıp ellerine verildi ve yine bitiş duası ile tören son buldu.
Vaftiz, Hristiyanlığa girme alameti ve Hristiyanlığın şartı sayılan yedi merasimden biri olarak geçiyor. Hristiyanlığa göre ruh, günahkar olarak doğar. Vaftiz olan ruh arınıyor, sıfır noktasına dönüyor ve baştan başlıyor. Ruhun günahkar olarak doğma nedeni Adem ve Havva tarafından işlenmiş en eski günah.
Vaftiz sözcüğü Grekçe kökenli ve 'suya batırma, daldırma' anlamı taşıyor. Dinsel açıdan taşıdığı anlam ise, kişinin eski günahlı yaşama ölmesi, yeni ve pak bir yaşama doğması. Yani suya batırılan kişi eski günahlı yaşamına ölüyor, çıktığında da pak ve aklanmış olarak doğuyor. Bu suya batırma ya da kafasına su dökme meselesi de anladığım kadarıyla Ortodoks ve Katoliklere göre değişiyor, yanılmıyorsam Ortodokslar suya çocuğu tamamen batırıyorlar. Arkadaşıma sorduğumda "çook eskiden o şekilde yapılırdı" gibi bir cevap aldım.
Tören bittikten sonra da vaftizi olan çocuğun evine doğru yol aldık. Muhteşem bir evleri var, kocaman bahçesi olan. Bahçeyi süsleyip, masalar koymuşlar, açık büfe birçok yiyecek ve içecek servis etmişler. Kokteyl ortamı gibi geçti aslında, küçük ama öz bir gruptu anladığım kadarıyla, fotoğraflar çekildi, en son ailecek pasta kesildi. Sanırım gece 10'a doğru da ayrılıp eve döndük. Çok tatlı bir tecrübe oldu gerçekten :)
Comments