Sevgili İtalya severler,
İtalya seyahatimizi en başından takip etmek ve Napoli'den önce Roma'da geçirdiğimiz 3 günü okumak isterseniz, linke tıklayabilirsiniz.
18 Temmuz 2022 Pazartesi sabahı Roma Termini’den saat 9:30'da (iki kişi toplam 43,80 Euro’ya aldığımız) trene binerek 1 saat 15 dk içinde Napoli’ye vardık. Napoli merkez istasyonda, günlük sınırsız biniş hakkı veren (hem metroda hem de otobüste) 4,5 Euro’luk biletten satın alıp, Via Toledo’nun üst tarafında kalan dairemize gitmek üzere metroya bindik. Metro durağının ihtişamına bakar mısınız! 😲 İhtişam var ama klima yok 😥
Kiraladığımız daire ulaşım açısından inanılmaz merkezi bir yerde, zaten Via Toledo çok canlı ve uzun bir cadde, üzerinde sağlı sollu mağazalar ve kafeler var. Metro istasyonu da olduğu için birçok yere rahatlıkla ulaşım var.
Kaldığımız yerin bilgilerini linkte bulabilirsiniz.
Dairenin için çok yeni yapılmış, her şey yeni ve temiz. Küçüklük problemi burada da var, zira burada elbise için dolap da olmadığı, sadece asmak için birkaç askı olduğu için, eşya yönetimi konusu biraz problem, haricinde gayet memnun kaldık.
Eşyaları bırakıp caddeye indiğimizde karnımız aç olduğu için direkt öğlen atıştırmalığı ile başladık ve “Antica Pizza Fritta da Zia Esterina Sorbillo” ya gidip “kızarmış pizza – pizza fritta” ile başladık.
Mantık olarak bizdeki pişiye benziyor. Klasik olanın içinde ricotta peyniri ve domuz eti var. Fakat birçok iç harç alternatifi var. Ben domates ve karabiberli olandan aldım, lezzeti şahane!! 3,8 Euro ödedik kızarmış pizza başına, bira 2 Euro, kola ise 1,8 Euro idi.
Via San Gregorio Armeno, Napoli’nin tarihi merkezinde “presepe” yapıp satan zanaatkar dükkanlarıyla ünlü bir cadde. Napoli’ye özgü birçok hediyelik eşya da satılıyor.
“Presepe” özellikle İtalya’da oldukça önemli, İsa’nın doğumunun maketlerle canlandırıldığı sergilere verilen isim. Özellikle Noel öncesi evlerde, kiliselerde, meydanlarda kuruluyor. Fotoğrafta gördükleriniz boş halleri, bunların içine insan ve hayvan figürleri de yerleştiriliyor.
Bu cadde bu tip el yapımı maketler satan zanaatkarlarla dolu, hediyelik eşya satanlar da var, gezmesi oldukça keyifli.
Napoli’nin ünlü tatlılarından “sfogliatella” için çok övülen bir yer burası. Normalde kahvaltı yapacağımız mekanlar arasında listemizdeydi, fakat önünden geçince bir daha dönmemek adına bir tane alıp denedik.
İçinde ricotta peyniri, portakal kabuğu, tarçın gibi malzemeler var. Bana biraz ağır geldi ama Kadir sevdi, instagramda paylaşınca da bayağı fanı olduğunu farkettim 😊
Bir sonraki durağımız Castel Sant’Elmo oldu. Vomero tepesinde bulunan ve müze olarak kullanılan bir ortaçağ kalesi. Kısmen canlı kayadan (Napoliten sarı trüf) elde edilen güçlü bir yapı.
Stratejik önemi nedeniyle kale her zaman çok imrenilen bir yapı olmuş. Kaleden tüm şehir, körfez ve çevredeki tepelerden şehre giden yollar görünüyor. Hele en tepesine çıktığınızda manzara hakikaten mükemmel. Burada bir çeşme de var ve Roma’dakilerden farklı olarak vanası var, açılıp kapanıyor 😊
Kaleden çok rahat görünen bu siyah uzun çizgi “Spaccanapoli – Napoli bölen” diye geçiyor. Bu şekilde adlandırılmasının sebebi bu caddelerin birleşiminin oluşturduğu mükemmel doğrusallık şehri kuzey ve güney olarak ikiye bölüyor.
Bu arada Castel Sant'Angelo giriş ücreti kişi başı 2,5 Euro idi (Temmuz 2022).
Napoli’nin her sokağı ayrı güzel... Binaların renkleri, balkon detayları, işlemeleri... 😍
Roma tabi ki çok güzel, her karışı tarih kokuyor ama Napoli bir başka. Benim İtalya maceram bu tarafta başladı. Napoli’ye 1 saat (hızlı olmayan) tren mesafesinde Bevento’da Erasmus yaptım. Arada trene atlar Napoli’ye gelirdik (tabi yıl 2007, her şey kafamda flu). Benim İtalya aşkımın kökeninde İtalya’ya güneyden başlamak gibi bir şans yattığına inanıyorum. Her ne kadar kuzeyli İtalyanlar hor görse de benim için güneyli insanının sempatisi, misafirperverlikleri, yaşama bakışları, kısacası güneyli kafası bambaşka 🥰
Akşam için ayarladığımız “Pizza workshop” tan önce Napoli’nin tarihi tiyatrosu “Teatro San Carlo” ya girmek istedik fakat kapalıydı. Ve Napoli günlerimiz boyunca bir türlü açık yakalayamadık, iki amatör tiyatrocu olarak göremediğimiz için içimizde kalan tek şey oldu sanırım bu seyahatte 😣
Bu arada afişteki isme (Ferzan Özpetek) dikkatinizi çekmek isterim 😍
“Napoli’ye gelip de Napoli Pizzası yapmayı öğrenmeyen de ne bileyim...” diyerek “Pizza Workshop” ayarlamıştık buraya gelmeden. Saat olarak 11:00 ve 16:00 olmak üzere iki seçenek vardı ve biz 16’yı seçmiştik, fakat tam Napoli’ye vardığımız sırada whatsup’tan yazıp 18:00’in uygun olup olmayacağını sordular, bizim için çok daha mantıklı olacağı için kabul ettik. Böylelikle gezintimiz ortadan bölünmemiş oldu. Yeri de tarihi tiyatronun hemen orası ve kaldığımız yere de oldukça yakın olduğu için çok rahat ettik.
Workshop’a katılan 3 çift yani 6 kişiydik. Tabi diğer katılımcılar farklı ülkelerden olduğu için workshop’un İngilizce anlatılacak olması benim için biraz hayal kırıklığı oldu ama gerisi oldukça keyifliydi. Öncelikle hamur yapımı kısmını tamamladık, akabinde de fırındaki ustanın yanına giderek hamuru ellerle açarak sos, peynir ve fesleğen ile donatarak fırına verme aşaması. Kadir hamur açma kısmında şov yaptı. İlk başta eğitim çok uzun sürer diye hızlandırılmış modta çekmeye başlamıştık eğitimi, sonra baktı ki hamurunun kıvamı için “this is really perfect - bu gerçekten mükemmel” yorumları alıyor, videoyu normal çekim moduna aldı ki, sonraki övgüler kayda geçsin 😅 Aynı şekilde benim İtalyancama övgü kısmı da kayda geçemeyenler arasında 😎 Pizza workshop maceramızla ilgili tüm detaylara ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz.
Çıkışta “Galleria Umberto”ya geçtik. Burası dünyanın en lüks alışveriş merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor ve 1887-1891 yılları arasında inşa edilmiş. Lüks mağazalar, kafeler ve pastanelerin bulunduğu yapı modern ve klasik mimariyi ustaca harmanlayan mimarisi ve dev cam kubbesi ile tanınıyor.
Piazza del Plebiscito, tarihi merkezde (centro storico) deniz kıyısı ile Toledo Caddesi arasında yer alıyor. Yaklaşık 25.000 metrekarelik alana sahip olan meydan, şehrin ve İtalya’nın en büyük meydanlarından biri.
Via Toledo ile paralel ilerleyen ve Napoli’nin en eğlenceli ve en dar sokaklarını barındıran mahalleler “Quartieri Spagnoli – İspanyol Mahalleleri” olarak isimlendiriliyor.
Beş-altı katlı apartmanlar, balkonlardan sarkan çamaşırlar, daracık sokaklardan hızla geçen motosikletler ve kirli duvarlarıyla çok tipik bir Napoli semti.
Burada da biraz dolaşıp günü böylece bitirerek uyumaya döndük, zira ertesi gün sabahın körü dediğimiz vakitte kalkmamız gerekiyordu 🙃
Napoli'deki 2.günümüz ve Amalfi turu için linke tıklayın per favore🤩